Kent için aşkla yola çıkmak…
Kenti bir emanet saymak. Bir mirasyedi gibi tüketmeden, yeniden ve çağımızın değerleriyle donatarak gelecek kuşaklara taşımak üzere titizlenmemiz gereken biremanet. Bu da ancak büyük bir sevgiyle, bilgiyle, ahlâkla ve aşkla başarılabilir.
Beğenmediğini sunmamak…
Babasının, beğenmediği muhallebileri hiçbir zaman müşterisine yedirmeme titizliği o’nun için vazgeçilmez bir ilke olmuş. Her girişiminde, ancak ve ancak kendisinin beğendiğini insanların beğenisine sunabiliyor.
Halkın sesi olmak…
Siyaseti insanlarla tanışma / kaynaşma sanatı olarak algılıyor ve buna siyaset okulu diyor. 30 yıl önce başladığı siyaset okulunda, içinden geldiği halkın sesi olmayı, kimsesizlerin kimsesi olmayı sürdürüyor. Geldiği yeri unutmadan ve sahici kalarak...
Ekip ruhuyla yönetmek…
Mimarlık eğitimi, sanat tarihi doktorluğu, kentin içinde yaşamış olmak ve yıllardır ekiplerle çalışmanın kazandırdığı yöneticilik deneyimi ile kişisel boyutların ötesine taşınan bir belediyecilik anlayışı kentin en büyük avantajı olacak.